Salgın Sürecinin Çocuklara Etkileri

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Nörolojisi Bölümü’nden Doç. Dr. Yasemin Topçu: "Pandemi, çocuklarda konuşma bozukluğunu arttırdı."

SAĞLIK
Giriş Tarihi : 06-09-2022 10:30
 Salgın Sürecinin Çocuklara Etkileri

İSTANBUL  - Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Nörolojisi Bölümü’nden Doç. Dr. Yasemin Topçu, "Pandemi, çocuklarda konuşma bozukluğunu arttırdı. Konuşması geciken çocukları otizm spektrum bozukluğundan ayırt etmeliyiz." ifadelerinde bulundu.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada Topçu, işitme testi normal olan bir çocukta göz temasında kısıtlılık, konuşma yeteneğinin kazanılamaması veya kazanılmış kelime sayısında azalma olması halinde muhakkak çocuk nörolojisine başvurulması gerektiğini bildirdi.

Doç. Dr. Yasemin Topçu, salgın sürecinin çocukların hem konuşma hem de sosyal gelişimleri üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını belirtti.

Salgın boyunca ailelerin ve çocukların hayat rutinlerinin değiştiğini söyleyen Topçu, şunları kaydetti:

"Çocuklar yaşıtlarından uzaklaştı, televizyon ve ekran ile temasları arttı. Aile bireylerinin evde çalışma sürelerinin artması çocuklarıyla etkileşimlerini azalttı. Bütün bu çevresel etkiler, çocukların dil gelişim sürecinde önemli sorunlara yol açtı. Pandemi ayrıca çocukların yaşıtları ve başka insanlarla olan ilişkilerini etkileyerek sosyal ve duygusal becerilerini de olumsuz etkiledi.

Dil ve konuşma becerisi çocuklarda yakından takip edilmesi gereken en önemli gelişim basamaklarından. Özellikle 1 ile 3 yaş arası, çocuğun kelimeleri anlama ve kullanma becerisinin hızla geliştiği dönem. Bir yaşında çoğu çocuk iki veya üç anlamlı kelime söyleyebilirken üç yaşına geldiklerinde iki veya üç cümle kullanarak konuşmaya başlarlar. Bir yaşından itibaren çocuklar basit soruları anlama ve basit komutları takip etme becerisi kazanırlar."

Doç. Dr. Yasemin Topçu, salgın sürecinin çocuklar üzerinde konuşma ve iletişim bozukluğunun dışında davranış problemleri ile çocuk nöroloji polikliniklerine başvurunun arttığını bildirdi.  

Konuşma bozukluğu veya davranış bozukluğu ile başvuran çocukların özellikle otizm spektrum bozukluğundan ayırt edilmesi gerektiğini aktaran Topçu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir ile üç yaş döneminin otizm belirtilerinin en çok ortaya çıktığı dönem olması nedeniyle, konuşma geriliği bulunan çocuklar çoğu zaman otizm kuşkusu ile aileler tarafından polikliniklere getiriliyor. Otizmli çocukların en önemli belirtileri konuşma geriliğinin yanı sıra göz teması kuramamalarıdır. Ayrıca, agulamanın gecikmesi, 1 yaşına geldiğinde anlamlı bir kelime çıkaramaması, ismi ile seslenildiğinde tepki vermemesi durumunda özellikle otizm spektrum bozukluğu düşünülmelidir. Her konuşamayan çocuğa otizmli olarak yaklaşılmamalı. Ayrıca bazı epilepsi türlerinin de konuşma problemleri, davranış bozukluğuyla gelebileceği de göz önünde bulundurulmalı. Bu nedenle konuşma problemi ile başvuran, işitme testi normal olan bir çocukta göz temasında kısıtlılık, kazanılmış kelime sayısında azalma veya kayıp var ise mutlaka çocuk nöroloji ve psikiyatri değerlendirmesi yapılmalıdır."

Topçu aynı zamanda  konuşma güçlüğü ve dil bozukluklarını erken dönemde fark edebilmenin tedavide başarı oranının arttırdığını belirtti. 

İzole konuşma bozukluğu saptanan çocuklara uyarı verilmesi öncelikli olması gerektiğini kaydeden Topçu, "Bu nedenle, çocuklar yaşıtlarıyla daha çok bir araya getirilmeli ve aile bireyleriyle geçirdikleri kaliteli zaman arttırılmalı. Televizyonla ile temas süresi azaltılmalı, oyun grubu ve kreşe başlatılmalı. Yeterli fayda sağlanmadığı durumlarda konuşma terapisine erken dönemde başlatılmalı." ifadelerinde bulundu.

(AA)

Emra Can YILDIRIMEmra Can YILDIRIM

YORUMLAR
ÇOK OKUNANLAR